Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bunu nasıl söylersiniz?” diye itiraz etti. “Sizin için çok üzülüyorum. Bazen Tanrı, gündelik ritüellerim, inançlarım olmasa yaşayamam diye düşünüyorum." "Ve ben de bazen,” dedim sabrım iyice taşmış bir şekilde, "hayatımı inanılmaz bir inanca adamak zorunda kalsam ve günümü 613 kuralı yerine getirerek ve insanların övgüsüne düşkün bir Tanrı'yı överek geçirsem kendimi asardım diye düşünüyorum!”
Sayfa 170
Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok
Ama siz,” diye karşılık verdi yüzünde ciddi bir endişeyle. "Yalnızca bu inançlarla ve bir anlam olmadan nasıl yaşayabilirsiniz?" İşaret parmağını bana doğru salladı. "İyi düşünün. Sizden daha büyük bir şey olmadığı inancıyla nasıl yaşayabilirsiniz? Size bunun mümkün olmadığını söylüyorum. Bu karanlıkta yaşamak gibidir. Bir hayvan gibi. Her şey yok olacaksa hayatın ne anlamı var ki? Benim dinim, anlam, bilgelik, ahlak, ilahî rahatlık ve bir yaşam tarzı sağlıyor bana." "Bunun akılcı bir karşılık olduğunu düşünmüyorum, Haham. Bu şeyler anlam, bilgelik, ahlak, iyi yaşamak, Tanrı'ya olan inancımıza bağlı değildir. Ve evet, elbette, dinî inançlar kendinizi iyi, rahat, erdemli hissetmenizi sağlar, dinlerin amacı tam olarak budur. Bana nasıl yaşayabildiğimi soruyorsunuz. İyi yaşadığıma inanıyorum. İnsanlar tarafından üretilen ilkeler bana rehberlik ediyor. Doktor olarak ettiğim Hipokrat yeminine inanıyorum ve kendimi başkalarının iyileşmesine ve gelişmesine yardım etmeye adıyorum. Ahlaklı bir hayat yaşıyorum. Etrafımdakilere karşı merhamet duyuyorum. Ailem ve arkadaşlarımla sevgi dolu ilişkiler yaşıyorum. Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok."
Sayfa 169
Reklam
Cemaatin bu kadar zalim, kibirli, kindar, kıskanç ve övgüye aç ilahî bir varlığa olan bağlılığına çok şaşırmıştım.
Sayfa 163
ölümün nihai hiçliği
Epikouros" Benim olduğum yerde ölüm yok; ölümün olduğu yerde ben yokum"
Sayfa 77
Schopenhauer şöyle diyor. "Endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerinden kaynaklanıyor... Bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız" İyi bir izlenim yaratma isteği o kadar güçlüdür ki pek çok mahkum, idama giysilerini ve son hareketlerini düşünerek gitmiştir. Başkalarının fikirleri her an değişebilen bir hayaldir. Fikirler pamuk ipliğine bağlıdır ve insan başkalarının ne düşündüğüne ya da daha kötüsü ne düşünüyormuş gibi göründüklerine köle eder. Çünkü gerçekte ne düşündüklerini asla bilemeyiz.
Sayfa 104 - Kabalcı yayıneviKitabı okudu
Hepimiz büyük adam ve kadınlara saygı göstermek, "hazretleri!" diyebilmek için güçlü bir arzu duyarız. Belki de Erich Fromm'un Özgürlükten Kaçış'ta "teslimiyet tutkusu" dediği şey budur. Dinlerin kaynaklandığı köken budur.
Sayfa 145
Reklam
“Ancak ölüm kaşınır. Hem de her zaman; her zaman bizimle birlik­tedir, bazı iç kapıları tırmalar, bilinç zarının hemen altında zorlukla duyulacak şekilde hafifçe uğuldar. Burası endişelerimizin, streslerimi­zin ve çatışmalarımızın kaynağıdır ve sızıntı yapan çeşitli semptomlar gizli ve kılık değiştirmiş bir şekilde ortaya çıkar.”
Sayfa 16 - Kabalcı YayıneviKitabı okuyor
Ölüm korkusu bütün insanlarda ortaktır. Hiç ayrılmadığımız karanlık gölgemizdir.
Sayfa 243Kitabı okudu
Insani durumumuzu -faniliğimizi, ışıktaki kısa süremizi- kavrayarak, ama gerçekten kavrayarak her anın tadını çıkarmakla ve sırf var olmanın keyfini sürmekle kalmayıp kendimiz ve bütün insanlar için duyduğumuz şefkati artırmayı umuyorum.
Sayfa 240Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.